Nisan 2019



-Venezuela 15 Temmuz'u yaşıyor- Bir süredir ABD’nin de desteğini alarak Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya darbe yapmak için meydanlarda dolaşan Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido harekete geçti.

Venezuela ordusunu “şimdi tam zamanı” diyerek harekete geçmeye çağıran darbeci Juan Guaido, Twitter adresinden “Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu devirme planının son evresi başladı” paylaşımında bulundu.

Yeniakit.com.tr’ye konuşan Selçuk Üniversitesi Dış Politika Uzmanı Esra Akgemci, “Guaido’nun Venezuela ordusuna ‘harekete geçin’ çağrısının ardında ABD var. ABD doğrudan müdahalede bulunmazsa, darbe başarılı olamaz, Venezuela’nın 15 Temmuz’u olarak anılabilir.” dedi.

Venezuela’nın 15 Temmuz’u
Venezüella İletişim Bakanı Jorge Rodriguez, Twitter hesabından yaptığı açıklamada; Venezuela hükümetinin, darbeye yeltenen militer hainlerden oluşan küçük bir grubu püskürttüğünü duyurdu. Venezüela Savunma BakanıVladimir Padrino ise Venezuela ordusunun, meşru Devlet Başkanı Maduro'nun yanında olduğunu, darbecilerin hezimete uğratılacağını açıkladı. Venezuela’da yaşanan darbe girişiminin, Türkiye’nin yaşadığı 15 Temmuz darbe girişimine benzediği yorumları yapılıyor.

ABD’nin doğrudan müdahalesi olmadan darbe başarılı olamaz
Esra Akgemci, “Guaido’nun Venezuela ordusuna ‘harekete geçin’ çağrısının ardında ABD var. ABD doğrudan müdahalede bulunmazsa, darbe başarılı olamaz. Maduro çok hazırlıklı. Bir süredir, Venezuella ekonomisine yönelik saldırılar vardı, Devlet Başkanı’nın itibarsızlaştırılmasına çalışılıyordu.” dedi.

Darbe girişiminin seyri Maduro’ya bağlı
Akgemci, Maduro’ya sahip çıkmak için sokağa çıkan Venezuelalılarla, muhaliflerin çatıştırılması gibi bir tezgâhtan endişe edildiğini belirterek, şunları söyledi: “Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun arkasında geniş halk desteği var. Chavez ve Maduro, varoşlardan büyük destek alıyordu. Chavez, ülkenin büyük gelirlerini gecekondu kesimlerine yönlendirmişti. Bu kesimler de kendisine büyük destek veriyordu. Maduro bu politikaya devam etmek istedi ama özellikle son bir yıl içinde ekonomi zora girdi. ABD’nin baskısıyla gelinen bu noktada, Maduro’nun arkasındaki destek devam ediyor ama yoksul kesimlerin yaşam şartlarının gittikçe zorlaşması işi kritikleştiriyor.



-Yaz tatiline az kaldı. işte tarihler- Yaz tatili ne zaman başlayacak? Okullar ne zaman kapanacak? Havaların ısınmasıyla birlikte gündeme gelen soru da ‘Yaz tatili ne zaman başlayacak?’ oldu. Peki 2018-2019 öğretim yılı ne zaman bitecek?

2018-2019 yılı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) takviminde neler var?  

YAZ TATİLİ NE ZAMAN BAŞLAYACAK? OKULLAR NE ZAMAN KAPANIYOR?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), yayımladığı takvime göre 17 Eylül  2018 Pazartesi günü başlayan 2018-2019 öğretim yılı 14 Haziran 2019 Cuma sona erecek.

ÖNCE LGS SONRA YKS VAR
Okullar kapanmadan önce ise 8’nci sınıfta okuyan yaklaşık 1.2 milyon öğrenci için Liseye Geçiş Sınavı (LGS) var. LGS, 1 Haziran günü yapılacak. 2019 LGS sonuçları ise 24 Haziran’da açıklanacak. Ardından da önce özel okullarda kayıtlar tamamlanacak, ardından da sınavla alan devlet liseleri için tercih dönemi başlayacak.

OKULLAR KAPANACAK ERTESİ GÜN YKS BAŞLAYACAK
Yaklaşık 2.5 milyon adayın katılacağı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise okullar kapandıktan sonra 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak. YKS sonuçları ise 18 Temmuz’da açıklanacak.

TEMMUZ TERCİH AYI OLACAK
Temmuz ayı ise hem lise hem üniversite tercih süreciyle geçecek.

2019-2020 ÖĞRETİM YILI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
2019-2020 eğitim öğretim yılı ise 16 Eylül 2019 Pazartesi günü başlayacak.


-MSB logosunda Kilij detayı- Milli Savunma Bakanlığının tanıtılan yeni logosunda kılıç figürü dikkati çekti. Bakanlık logosunda kullanılan ve bilinen en eski Türk kılıcı olan 'Kilij'i son olarak Fatih Sultan Mehmet kullanmıştı.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Cari İşlem Şube Müdürü Muhabere Albay Tamer Zincir, Cumhurbaşkanlığı tarafından "Tek Devlet, Tek Marka" vizyonu çerçevesinde, tüm bakanlıkları kapsayan Cumhurbaşkanlığı Arması ile uyumlu görsel bir sistem oluşturulduğunu dile getirerek bakanlığın yeni armasını tanıttı.

Armada, bakanlığın millilik yönüne dikkati çekmek için Ay Yıldız kullanıldığını, Türkiye'nin dünyadaki yeri ve önemini vurgulamak için merkezde bir konumlandırılma yapıldığını anlatan Zincir, "Meşe yaprağı kurumun sürekliliği, gücü ve kararlılığını sembolize etmekte. Bilinen en eski Türk kılıçlarından olan Kilij ile köklü geçmiş ve güç simgelendi." diye konuştu.

Dikkat çeken 'Kilij'

Bakanlığın yeni tanıttığı logoda dikkati çeken detay kılıç figürü oldu. Bakanlık logosundaki figür bilinen en eski Türk kılıcı olan 'Kilij'e ait. Kilij, Türkler tarafından kullanılan tek elli, tek kenarlı ve orta derecede kavisli bir kılıç türüdür.

Bakanlık tarafından tanıtılan yeni logo

Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci padişahı olan Sultan II. Mehmet (Fatih), özellikle Türkler için tarihi değeri bulunan kılıcı kullanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda Fatih'ten başka bu kılıç türünü kullanan padişah yoktu.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Fatih Sultan'dan başka bu kılıç türünü kullan padişah yoktu
Fatih'ten sonra 'Kilij'i kullanan bir padişah olmadığı gibi, Fatih'ten önce de son kullanan Türk hükümdarı Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci sultanı olan Sultan Alp Arslan idi.
Bakanlığın yeni logosu, sosyal medyada kısa sürede binlerce beğeni ve çok sayıda yorum aldı.



-2019 fitre bedeli belli oldu- Ana teması "Ramazan ve İnfak" olan 2019 yılı ramazan ayı bilgilendirme toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı, "Bir fitre bedeli 23 Türk Lirasıdır" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2019 yılı fitre bedeli ne kadar sorusunun cevabı belli oldu. Diyanet İşleri Başkanı tarafından açıklanan fitre bedeli 23 Türk Lirası olarak belirlendi.
Fitre bedeline ilişkin bilgi veren Diyanet İşleri Başkanı, "Vatandaşlarımız ramazan ayı boyunca zekat, fitre, fidye, sadaka, gıda paketi, bayramlık kıyafet gibi bağışlarını 'www.tdv.org ve bagis.tdv.org' adreslerinden online yapabileceği gibi il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, tüm PTT şubeleri ve anlaşmalı bankalar aracılığıyla da yapabileceklerdir. 

Ayrıca, bağışçılarımız tüm GSM operatörlerine bağlı faturalı ve faturasız hatlardan 5601'e SMS göndererek fitre bağışında bulunabilecektir. Bir SMS ücreti, bir fitre bedeli olan 23 Türk Lirası'dır." diye konuştu.

FITIR SADAKASI NEDİR VE NE ZAMAN VERİLİR?


Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır (Nevevî, el-Mecmû’, VI, 103-105). Vacip oluşu, sünnetle sabittir (Buhârî, Zekât, 70-78; Müslim, Zekât, 12-16; Ebû Dâvûd, Zekât, 18; İbn Mâce, Zekât, 21).
Kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir (Ebû Dâvûd, Zekât, 20).

Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Bununla birlikte, bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak, bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.

Şâfiî mezhebinde ise; fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonraya bırakmak haramdır. Fitreyi Ramazan’ın ilk günlerinde vermek de caizdir (Nevevî, el-Mecmû’, VI, 128).

Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır.
Günümüzde fıtır sadakası miktarının belirlenmesinde, kişinin bir günlük (iki öğün) normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınması daha uygundur. Kişi dinen zengin sayılanlara, usûlüne (anne, baba, dedeler ve nineler), fürûuna (çocuk ve torunlar) ve eşine fıtır sadakası veremez. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi, birkaç fakire de dağıtılabilir. (Merğînânî, el-Hidâye, II, 224). Ancak bir kişiye verilen miktar bir fitreden az olmamalıdır.

KİMLER FITIR SADAKASI VERMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

Ramazan bayramına kavuşan, temel ihtiyaçlarının ve bir yıllık borçlarının dışında nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) mala sahip olan müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadakası vermekle yükümlüdürler (Kâsânî, Bedâî’, II, 70, 72).
Ancak fıtır sadakası ile yükümlü olmak için bulunması gereken nisap miktarı malın, “artıcı” özellikte olması ve üzerinden “bir kameri yıl” geçmiş olması gerekmez.
Kişi kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış çocuklarının fitresini vermekle yükümlüdür (Kâsânî, Bedâî’, II, 70). Buna karşılık kişininana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur. (Kâsânî, Bedâî’, II, 70, 72). Fakat vekâletleri olmadığı hâlde bu kişiler için ödeme yapsa geçerli olur.
Şâfiî mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek “farz”dır ve bununla yükümlü olmak için nisap miktarı mala sahip olmak şart değildir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 594). Buna göre temel ihtiyaçlarının yanı sıra bayram günü ve gecesine yetecek kadar azığa sahip zengin-fakir her müslüman fitre ile yükümlüdür (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 594). Ayrıca varlıklı kimsenin müslüman olan eşi, çocukları, ana-babası ve diğer yakınları için de sadaka-i fıtır vermesi gerekir. (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 595; İbn Rüşd, Bidâye, I, 279-280).
Fıtır sadakası kimlere verilebilir, kimlere verilemez?
Fıtır sadakası, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez.
Hanefilere göre aşağıda sayılanlara fitre verilmez:
a) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
c) Eşine,
d) Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
e) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa (Merğinânî, el-Hidâye, II, 223-228).
Şâfiîlere ve Ebu Yusuf’a göre fitre, Müslüman olmayana da verilemez (Mâverdî, el-Hâvî, III, 387; X, 519; Merğinânî, el-Hidâye, II, 223).
Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, 301).



-Ziya Selçuk neden bu kadar tedirgin oldu?- Milli Eğitim Bakanlığı ile TRT Genel Müdürlüğünce, haber spikerleriyle iş birliği yaparak öğretmenlere yönelik Türkçe'nin kullanımı ve diksiyon eğitimlerini içeren "Önce Türkçe Projesi" başlatıldı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Sözün ustaları burada. Her bir kelimeyi nasıl konuşacağım konusunda hiç bu kadar tedirgin olmamıştım" diyerek başladı

Milli Eğitim Bakanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü tarafından haber spikerleri ile iş birliği yapılarak öğretmenlerin Türkçenin kullanımı ve diksiyon eğitimlerini içeren "Önce Türkçe Projesi" başlatıldı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, projenin MEB Şura Salonu'nda haber spikerlerinin de katılımıyla düzenlenen tanıtım toplantısındaki konuşmasına, "Sözün ustaları burada. Her bir kelimeyi nasıl konuşacağım konusunda hiç bu kadar tedirgin olmamıştım" diyerek başladı.
Projenin adının "Önce Türkçe" olarak belirlenmesine ilişkin Bakan Selçuk, "Biz temenni makamı değiliz, biz 'keşke' makamı değiliz, biz icraat makamıyız ve Türkçemizi korumak ve Türkçemize gereken saygıyı gösterme konusunda yapılması gereken ne varsa bunların hepsine adanmışlık seviyesinde bir yaklaşımımız var. 'Önce Türkçe' derken bütün çocuklarımızdan, doğmamış çocuklarımızdan söz ettiğimizin farkındayız. Geçmişimizden, şimdimizden ve geleceğimizden söz ettiğimizin farkındayız" değerlendirmesinde bulundu.

"ÖNCE TÜRKÇE PROJESİ, ASLINDA BİR İŞARET FİŞEĞİ"

"Önce Türkçe Projesi'nin aslında bir işaret fişeği olduğunu da müjdelemek isterim." ifadesini kullanan Selçuk, şöyle devam etti: "Cumhuriyet tarihinde üç kere teşebbüs edilmesine rağmen henüz gerçekleştirilemeyen Türkçenin Söz Varlığı Projesi'nin yaklaşık bir yıl içinde tamamlanması konusunda da hedeflerimiz var. Bu yılın ekim ayı içinde birinci fazını paylaşacağımız Söz Varlığı Projesi ile bütün çocuklarımızın hangi kelimeleri, hangi yaşta ne şekilde kullanacağı, kitaplarda, yayınlarda bu kelimelerin yer almasının uygun olacağı öğretmenlerimiz, velilerimiz ve toplumun tüm fertleri için kelimelerin ne şekilde kullanılacağı konusunda çok kapsamlı bir projeden söz ediyoruz. Yaklaşık 100 kişinin üzerinde bir uzman grubunun çalıştığı bir proje bu."
Türkçenin, uygarlığın kilit taşı olduğuna işaret eden Selçuk, "Çünkü kültürümüzün taşıyıcısı. Dil olmadan düşünce olmaz, düşünce olmadan kültür olmaz, kültür olmadan medeniyet olmaz. Dolayısıyla insan ve insanlık olmaz. Çünkü bizim Türkçe ile insanlığa yaptığımız katkıyı da bir kenarda tutmakta yarar var" diye konuştu.

"BU BİR KURUM ÖDEVİ, BİR BAKANLIK ÖDEVİ DEĞİLDİR"

Bakan Selçuk, Türkçenin öğretiminde katkısı olan tüm kurum ve kuruluşlara yönelik bir mesajının bulunduğunu belirterek, "Bu bir kurum ödevi, bir bakanlık ödevi değildir, bu bir millet ödevidir, bu bir ülke ödevidir. Dolayısıyla el birliği ile omuz vererek Türkçemizi, geleceğe taşıma konusunda geçmiştekilerle nasıl övünç duyuyorsak bizimle övünç duyulacak şekilde yükseltmemiz lazım. Bunu kesinlikle yaparız. Bunun için olumsuz araçlar olarak belirtilen birçok araç ya da vasıta aslında bir taraftan da Türkçemizi yükseltmenin araçlarıdır. O nedenle bugünkü çağda olumsuzluk için ne kadar araç varsa bu aynı zamanda müspet meseleler için de o kadar araç olduğunu gösterir" diye konuştu.

"TÜRKÇE'YE HİZMET KONUSUNDA YENİ ÇALIŞMALARLA KARŞINIZDA OLACAĞIZ"

Ziya Selçuk, "Bundan sonra da Türkçemize hizmet konusunda yeni yeni çalışmalarla karşınızda olacağız ve bu çalışmaları sahada mutfakta çalışan bütün arkadaşlarımızın desteği ile gerçekleştireceğiz. Öğretmenlerin bu konudaki katkıları konusunda onların enerjisine ihtiyacımız var. Özet olarak 'Önce Türkçe' sonra da Türkçe..." dedi.

"HİÇBİRİMİZ DİLİ EĞİP BÜKME HAKKINA SAHİP DEĞİLİZ"

TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu ise eğitim süreçlerinde gençlerin daha çok dilin tadını hissetmesi gerektiğine işaret etti.
Medya dünyasında söz alanların topluma karşı sorumluluk duygusu hissetmediğini ve dile özen göstermediğini vurgulayan Durdu, şöyle konuştu: "Bugün sosyal medya mecralarında dilimiz büyük bir tahribat ile yüz yüze. Ne yazık ki bu denetlenemez alanda sadece biz değil bütün anlam dünyamız da ağır yaralar alıyor. Sadece günlük dilimiz değil edebiyatımız, felsefemiz, düşüncemiz de tehdit altında. Topluma hitap eden söz alanlar başta olmak üzere her bir cümlemize söz dağarcığımıza özen göstermek en önemli meselemiz haline gelmiştir. Hiçbirimiz, dili eğip bükme, keyfimize göre kullanma bozma, argo ile tahrip etme hakkına sahip değiliz. Bizi bulunduğumuz yerden yükseğe taşıyacak olan dildir."

PROGRAMA DENEYİMLİ HABER SPİKERLERİ DE KATILDI

"Önce Türkçe" Projesi mayıs ayında başlatılacak ve yıl boyu devam edecek.
Proje ile 2023 Eğitim Vizyonu hedefleri doğrultusunda öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesi, yeterliliklerinin artırılması amaçlanıyor.
"Türkçenin söyleniş kuralları", "etkili iletişim", "beden dili" ve "diksiyon" başlıklarında gerçekleştirilecek eğitimlere TRT kurumsal destek sağlayacak.
Duygu Canbaş, Cem Öğretir, Seda Öğretir, Didem Arslan Yılmaz, Nazlı Çelik, Sultan Arınır, Erhan Ertürk, Işıl Açıkkar, Fuat Kozluklu, Ekrem Açıkel, Serkan Bayam, Ceren Bektaş, Cansu Canan Özgen, Buket Aydın, Nihan Günay, Ahmed Arpat gibi deneyimli haber spikerleri destek verecek.
Bakan Selçuk, projenin tanıtımı için sahneye davet edilen haber spikerleri ile fotoğraf çektirdi.


-LGS'de en çok fen ve matematik zorlamıştı- 2018 LGS'de en çok fen ve matematik soruları zorlamıştı. Bakalım bu yıl da aynı durum yaşanacak mı?

Her 100 öğrenciden 81’i LGS’ye girdi. Türk Eğitim Derneği'nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından hazırlanan 2018 Eğitim Değerlendirme Raporu'na göre geçen yıl 8’inci sınıfta okuyan her 100 öğrenciden 81’i Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) girdi.

HER 100 ÖĞRENCİDEN 81'İ LGS'YE GİRDİ
Rapora göre Liselere Geçiş Sistemi (LGS) uygulamasının ilk yılında, sınava girme zorunluluğu kaldırılmasına rağmen, sınava giren öğrenci sayısında beklenen azalma gerçekleşmedi. Geçen yıl toplam kontenjanın yüzde 10'una sınav sonucuna göre yerleştirilme yapılması öngörülürken, öğrencilerin yüzde 81,46'sı yani her 100 öğrenciden 81'i sınava girdi.  

NEDEN SINAVA GİRİYORLAR?
LGS’ye bu kadar çok talep olmasının nedeni ortaöğretime geçiş sürecindeki temel sorunlarla açıklanırken kontenjanı boş kalacak kadar tercih edilmeyen bir ortaöğretim kurumuna sınavla öğrenci almanın da sınav odağı oluşturmak anlamına geldiği belirtildi. 

EN ÇOK MATEMATİK VE FEN ZORLADI
LGS kapsamında yapılan merkezi sınavda matematik testinin başarı oranı 100 üzerinden 24,77 ile diğer alt testler arasında en düşük değere sahip olduğu belirtilen raporda, matematik testinde öğrencilerin doğru cevap ortalamasının  20 soruda 4,95 olduğu aktarıldı. 

YÜZDE 50 BAŞARI ORANI BİLE SAĞLANAMADI
Raporda, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile ilgili bilgiler de raporda yer aldı. Buna göre YKS testlerinin herhangi birinden Türkiye genelinde yüzde 50 başarı yakalanamadı.
Alan Yeterlik Testi'ne (AYT) katılan öğrencilerin ortalama puanlarının matematikte 40 soruda 3,923, fizikte 14 soruda 0,467, kimyada 13 soruda 1,109, biyolojide 13 soruda 1,669 şeklinde belirlendiğine dikkat çekildi. Özellikle fen bilimleri alanındaki bu sonuçların bugüne kadar gerçekleştirilen yükseköğretime geçiş sınavlarında elde edilen en düşük ortalamalar olduğu ifade edildi.

SINAVA HAZIRLIK YÜZÜNDEN DEVAMSIZLIK YAPILIYOR
Raporun ortaöğretimle ilgili bölümünde net okullaşma oranının 2008-2009 eğitim öğretim yılında yüzde 58,5 iken, ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına dahil edilmesinin bir sonucu olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılı itibarıyla yüzde 83,6'ya yükseldiği kaydedildi.
Üniversite sınavına hazırlık için yapılan devamsızlıklara da dikkat çekilen raporda, şöyle denildi:

"Üniversite sınavına hazırlık için yapılan devamsızlıklar önemli bir sorun alanıdır. Sınava hazırlanan 12. sınıf öğrencilerinin birçoğu geçmişten bu yana özürlü ve özürsüz devamsızlık haklarını sonuna kadar kullanmakta ve devamsızlık yaptıkları süre içinde kurs, özel ders gibi okul dışı kaynaklara yönelmektedir." değerlendirmesi yapıldı. 
Raporda bu konuda öğrencilerin üniversite sınavı için okul dışı zamana ihtiyaç duymaması ve okul dışı kaynaklara yönelmesinin önlenmesi gerektiği aktarıldı. 



Mayıs ayı ile birlikte öğretmenlerin il içi ve iller arası yer değiştirme başvuruları da başlayacak. İşte takvim:

Öğretmenlerin 2019 yılı il içi yer değiştirme işlemleri yayınlanan takvim doğrultusunda yapılacak olup il içi atama başvuruları 21 Mayıs 2019 tarihi ile 24 Mayıs 2019 tarihleri arasında alınacak. İl içi atama sonuçları 29 Mayıs 2019 tarihinde açıklanacak olup il içinden yer değiştiren yani ataması çıkan öğretmenler 14 Haziran 2019 tarihinden itibaren ilişik kesebilecekler.
Başvurular : 21 Mayıs 2019 – 24 Mayıs 2019
Atamalar : 29 Mayıs 2019
İlişik kesme: 14 Haziran 2019

İl dışı atama;
Öğretmenlerin 2019 yılı iller arası isteğe bağlı ve zorunlu çalışma yükümlülüğüne bağlı yer değiştirme işlemleri için yayınlanan takvime göre il dışı atama başvuruları 10 Haziran 2019 – 14 Haziran 2019 tarihleri arasında alınacak.

2019 yılı il içi atama ve iller arası yer değiştirme takvimi;
İl içi atama takvimi
Başvurular: 10 Haziran 2019 – 14 Haziran 2019
Atamalar: 18 Haziran 2019
İlişik kesme: 28 Haziran 2019
2019 il dışı atama sonuçları 18 Haziran 2019 tarihinde sonuçlanacak. İller arası tayin sonucu ataması çıkan öğretmenler 28 Haziran 2019 tarihinden itibaren ilişik kesebilecekler.

SON HABERLER

[MANŞET][slider1]

MKRdezign

y

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget